+90 216 606 55 00

Ölümlü Trafik Kazası Sebebiyle Tazminat Davası Yargıtay Kararı

Ölümlü Trafik Kazası Sebebiyle Tazminat Davası Yargıtay Kararı içeriğine web sitemizden hemen erişebilir ve konu ile benzeri durumlar için Avukatlık ofisimizden hukuki destek alabilirsiniz.

17. Hukuk Dairesi         2017/1141 E.  ,  2019/8979 K.

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu ticari minübüsün davacıların annesi/ kayınvalidesi/ babaannesi olan ... çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradıklarını belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi ve 160.000,00 TL. manevi tazminatın kaza (sigortacı için dava) tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 31.03.2016 tarihli artırım dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 68.207,86 TL'ye yükseltmiştir.

Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacıların maddi tazminat isteminin kabulü ile davacı ... için 2.205,81 TL, ... için 58.146,82 TL. Ve ... için 7.855,23 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, davalı ... şirketi yönünde 29.12.2012 tarihinden ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline; davacılar ... ve ... için 5.000,00'er TL. ile diğer davacılar için 3.000,00'er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davanın ihbar edildiği sigorta şirketi davanın tarafı haline gelmediğinden hakkında hüküm tesis edilmeyişinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacı ... için manevi tazminatın hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm altına alınmış olmasına göre; davacılar vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı TBK'nun 53/3. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 45/2.) maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davaya konu kazada ölen Habibe'nin çocuğu ve gelini olan birkısım davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığı iddiası ile tazminat istemli davayı açmış; mahkeme de, benimsediği bilirkişi raporu doğrultusunda, ölenin iki kızı ile gelininin destek tazminatı alma şartları bulunduğunu kabul ederek maddi tazminata hükmetmiştir.

Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.

Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm

gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir.
Somut olayda; ölenin kızı ve gelini olan davacılarla ölen Habibe arasında desteklik ilişkisinin bulunduğu kabul edilmiş ve bu kabul için de sadece bilirkişi raporundaki değerlendirmelere itibar edilmiştir. Destek alma şartlarını taşıdığı kabul edilen (ölenin kızı) ... 26 ve ölenin kızı ... 38 yaşında olup; diğer davacı ... ise, davaya konu kaza ve ölüm tarihinden yaklaşık 3 ay önce ölenin oğlu ... boşanan eski gelinidir. Mahkemenin benimsediği bilirkişi raporunda; ölenin kızlarının bekar oldukları süre boyunca ölen annelerinden destek alacakları; davacı eski gelin Nevin'in ise, ölen eski kayınvalidesinin çocuğuna 10 yaşına kadar bakması suretiyle ölenden destek alacağı varsayılarak hesaplama yapıldığı görülmektedir. Tazminat talep hakkı olduğu kabul edilen kız çocukların reşit ve Dairemiz uygulamalarıyla belirlenen (22 ve 25) yaşın üzerinde olduğu; ölen annelerinin desteğine muhtaç olmalarını gerektiren herhangi bir ağır hastalık ya da engellerinin olduğuna dair delilin bulunmadığı; anne- babanın çocuğa destekliğinin sonsuz bir ilişki olarak kabul edilemeyeceği ilkesi dikkate alındığında, davacı kızların destek tazminatı talep haklarının bulunmadığının kabulü gerekir. Diğer yandan, ölenin eski gelini ve torununun annesi olan davacı ...'in çocuğuna ölenin 10 yaşına kadar bakarak destek olacağı kabulü de, hayatın olağan akışına ve desteklik kavramına aykırıdır.

Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; maddi tazminat talep hakkı bulunduğu kabul edilen üç davacının yaşları, konumları, ölenden destek almalarını gerektiren özel bir durumları (ağır hastalık ya da engellilik vs) bulunmadığı, ölen ile davacılar arasında fiili desteklik ilişkisinin olmadığı gözetilerek maddi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

3-Davacı ... için, eski kayınvalidesi olan Habibe'nin ölümü nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunulmuş ve mahkemece 3.000,00 TL. manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacı ...'in, ölenin eski gelini olduğu ve ölenle aralarındaki manevi bağın 3 ay önceki boşanma nedeniyle kopmuş olmasının hayatın olağan akışına göre pek muhtemel olduğu; ölüm nedeniyle manevi zarara uğradığının kabul edilemeyeceği dikkate alınıp, adı geçen davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu davacı lehine de manevi tazminata karar verilmesi T.B.K. Hükümlerine göre doğru değildir.
4-Birkısım davacılar, annelerinin ölümü nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata hükmedilmiş ise de; bedeller ile davacı çocuklar için farklı miktarlarda manevi tazminatın belirlenmesi, somut olayın özelliklerine uygun olmamıştır.

Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

O halde mahkemece;davacılar ..., ..., ... ve ... anneleri olan Habibe'nin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacılar yakınının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, davacıların ölene olan yakınlıkları nedeniyle duyacakları elemin derinliği, adı geçen tüm davacıların ölenin çocuğu olduğu ve davacılar arasında manevi tazminatın miktarı konusunda ayrım yapmayı

gerektirir bir durumun da bulunmadığı gözönünde tutularak; olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, adı geçen davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.

Kabule göre; davacı ... dışındaki beş davacı için (herbiri lehine 200,00 TL. olmak üzere) maddi tazminat istemiyle açılan dava sonunda, davacı ... ve ... maddi tazminat talep hakkı bulunmadığı kabul edilerek hüküm tesis edildiği halde, adı geçen davacıların maddi tazminat istemlerinin reddi ile davalı taraf yararına red vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, vekalet ücretine karar verilmemesi de doğru olmamıştır.

SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... ve davalı ...Ş. yararına; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... yararına; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar ... ile ... Sigorta A.Ş.'ye geri verilmesine, 07/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar

E-Bülten
E-Bülten Aboneliği
Duyurular ve yeniliklerden haberdar olmak için e-bültenime kayıt olun.