İsim değiştirme davası, kişinin dış dünyada tanınması, sosyal çevresi tarafından bilinmesi adına kullandığı asli ve en temel kimliği olan adının değiştirilmesi amacıyla açılmakta olup Nüfus davaları arasında ciddi bir öneme sahiptir.
İÇERİK BAŞLIKLARI
1. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI NEDİR
2. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASINDA HAKLI NEDEN
3. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
4. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI TARAFLARI
5. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASINDA KANUN YOLARI
6. ÇOCUĞUN İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI
7. İKİNCİ KEZ İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI
8. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI YARGITAY KARARLARI
1. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI NEDİR?
İsim, karakterimizin ve kimliğimizin en önemli parçalarından biri olmasına rağmen kendimiz tarafından seçme şansına sahip olamadığımız bir unsurdur. Kişilerin isimleri ile bağ kuramamaları, toplum arasında gülünç olabilecek veya bu anlamlara gelebilecek isimlere sahip olmaları, bazı bireylerin sosyal çevresi tarafından farklı isim ile çağrılıyor olması, boşanma sonrasında eşinin soyadını kullanmaya devam eden eşin artık bu durumdan dolayı sıkıntı yaşıyor olması veya bir sanatçının sahne ismi olarak kendi adını kullanmak istememesi gibi sebeplerle açılan davaya isim değişikliği veya isim değiştirme davası denilmektedir.
2. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASINDA HAKLI NEDEN
İsmin değiştirilmesi davası için en önemli şartlardan biri bu talebin mutlaka “haklı bir nedene” dayanması ve bu haklı nedenin mahkemede ispat edilmesi gerekliliğidir.
Haklı neden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 27 düzenlemesinde şu şekilde yer almıştır:
“Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir.”
Bu bakımdan ismin değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenilebilecektir. Kanunda haklı nedenler özel olarak belirtilmemiş olup haklı nedenler uygulamada yargı içtihatları ile geliştirilmiştir. Bu sebeple hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkeme tarafından belirlenecektir.
İsim değiştirme davalarında haklı nedenlere örnek olarak;
– Kişinin isminin toplumda alay konusu olacak, dalga geçilebilecek bir anlama geliyor olması,
– İsmin telaffuzunun çok zor olması,
– Kişinin kimliğinde yazan isimle tanınmaması yani kişinin toplumda eskiden beri farklı bir isimle biliniyor olması,
– Kişinin isminin ailevi ve önemli nedenden kaynaklı olarak değişmesi gerekiyor olması,
– Meslek nedeniyle isminin haklı olarak değişmesini gerektiren haller,
– Somut olaya göre haklı kabul edilebilecek diğer nedenler.
Olarak belirtilebilecek olup mahkemede bu nedenleri basit bir şekilde ileri sürmek yeterli olmayacak olup bunun yanında haklı nedenin varlığı, tanık, yazılı belge gibi çeşitli ispat araçları ile desteklenmelidir.
3. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
İsmin değiştirme davası, 6100 sayılı HMK madde 382’ de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlenmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 36’ da, ad ve soyad değişikliklerine ilişkin davaların asliye hukuk mahkemesinde görüleceği belirlenmiştir. Bu bakımdan görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu ifade etmek gerekecektir.
5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle isim değişikliği davalarında yetkili mahkeme, talep sahibinin yerleşim yerinde yani ikametgahında bulunan asliye hukuk mahkemesidir. Bu yetki kamu düzeninden olup hâkim tarafından resen dikkate alınmalıdır.
4. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI TARAFLARI
İsim değiştirme davasında davacı, Mahkemeden isminin değiştirilmesini talep eden kişidir.
İsmin değiştirilmesi hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan davacı sıfatı da, adı değiştirilecek kişiye aittir. Dava ehliyeti olmayan kişiler bakımından ise anne ve babanın velayeten dava açması mümkündür.
Davalı ise, ismin değiştirilmesi talebinde bulunan kişinin kayıtlı olduğu nüfus idaresi olacaktır.
5. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASINDA KANUN YOLARI
Çekişmesiz yargı kararları da diğer yargı kararları gibi yazılır. Çekişmesiz yargılamada, kararlara karşı sadece yargılamada yer alan değil, aynı zamanda yargılamada yer almasa dahi hukuki yararı olan ilgililer de kanun yoluna başvurabilir. Kanun yoluna başvuruda süre, kararı öğrenmeden itibaren iki haftadır. Çekişmesiz yargı kararlarına karşı sadece istinaf yoluna başvurulabilir ve kural olarak temyiz yolu kapalıdır. Yani sonuç olarak isim değişikliği davasının reddi halinde tarafça arzu edilmesi halinde kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir.
6. ÇOCUĞUN İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI
Evlilik birliği içerisinde dünyaya gelen çocuğun velayetini, anne ve baba birlikte kullanmaktadır. Bu durumda anne ve baba, müşterek çocuğun isminin değiştirilmesi davasında da birlikte hareket etmelidir. Eşlerden birinin çocuğun ismini değiştirmek istememesi durumunda ortak bir karar verilmeli veyahut ortak karar verilemiyor olması durumunda eşler birlikte ya da ayrı olarak hâkimin müdahalesini talep edebilir.
Müşterek çocuğun velayeti anne ve babadan birine verildiği durumlardaysa velayet sahibi olan taraf, çocuğun bakımı, eğitimi, gelişimi gibi konularda tek başına söz sahibi olmaktadır. Bu doğrultuda velayet hakkı kendisine verilmiş olan taraf, hâkimin müdahalesi davası açmasına gerek olmadan, isim değişikliği davasını tek başına açabilir. İsim değişikliği davasında velayet sahibi olan taraf, çocuğun isminin değişmesindeki haklı sebepleri ve bu durumun çocuğun üstün menfaatine olduğunu ispatlamalıdır.
7. İKİNCİ KEZ İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI
5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36/1-b maddesi gereğince, ” aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği” düzenlenmişti. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin 30.03.2012 tarihli 2011/34 Esas, 2012/48 Karar sayılı kararı ile ilgili hüküm iptal edilmiş ve bu hükmün yerine “Haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir.” şeklinde yeni bir düzenleme getirilmiştir.
Bu sebeple bir kimsenin daha önce isim değişikliği davası açmış olması, şartları oluşması halinde ikinci kez isim değiştirme davasına engel teşkil etmemektedir.
8. İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/6911 Esas, 2018/1819 Karar, 08.02.2018 Tarih
“4721 sayılı TMK’nın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de göz önünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleşmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir.”
YHGK Esas No: 2010/18-643, Karar No: 2010/648, 08.12.2010
“Somut olaya gelince; adı değiştirilmek istenilen küçüğün anne ve babasının boşandıkları, küçüğün velayetinin davacı anneye verildiği, annenin de tek başına eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Taraflar boşanmış ve velayet davacı anneye verilmiş olsa da; bu durum eldeki davada dava dışı olan küçüğün babasının gerçekte onun babası olması durumu değiştirmez. Kaldı ki, velayet şartlarında daha sonradan oluşabilecek değişiklik nedeniyle velayetin babaya verilmesi de ihtimal dahilindedir. Belirtildiği üzere çocuğun adını anne ve baba birlikte belirlediklerinden değiştirilmesi talebini de yasal şartların oluşması halinde mahkemeden birlikte talep etmeleri gerekir. Anne ve babanın bu taleplerini birlikte yapmamaları veya değişiklik üzerine anlaşamamaları halinde birinin başvurusu üzerine değerinin davada taraf olarak katılımı sağlanmalıdır. Taraf teşkiline ilişkin bu husus dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin olmakla davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkat edilmesi gereken bir olgudur.”
FATİH DURAK & PARTNERS HUKUK BÜROSU MÜVEKKİLLERİNE GENİŞ VE KAPSAMLI HUKUKİ ÇÖZÜMLER SUNAN LİDER BİR HUKUK BÜROSU OLUP; UZMAN EKİBİMİZ, YÜKSEK KALİTEDE HUKUKİ HİZMETLER SAĞLAMAK İÇİN BİLGİ BİRİKİMİ, DENEYİM VE TUTKUYLA DONATILMIŞTIR.
İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI İLE İLGİLİ DAHA AYRINTILI BİLGİ ALMAK VE DAVA AÇMAK İÇİN WEB SİTEMİZİN İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEN İRTİBATA GEÇEBİLİRSİNİZ.