Soyadı değiştirme davası, uygulamada sıkça görülen davalardan birisidir. Adı ve soyadı kişilerin toplum içerisinde tanınmasını sağlayan en temel kimlik bilgilerinden birisidir. Soyadı, kişilerin hangi ailenin mensubu olduklarını belirten kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Türk Medeni Kanunu gereğince haklı sebep bulunması halinde kişiler soyadını değiştirebilir.
İÇERİK BAŞLIKLARI
1. SOYADI DEĞİŞTİRME DAVASI NEDİR
2. SOYADI DEĞİŞTİRME DAVASINDA HAKLI NEDEN
3. SOYADI DEĞİŞTİRME DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
4. SOYADI DEĞİŞTİRME DAVASI TARAFLARI
5. SOYADI DEĞİŞTİRME DAVASINDA KANUN YOLLARI
6. BOŞANMA DAVASI SONTASINDA ÇOCUĞUN SOYADINI DEĞİŞTİRME DAVASI
7. İKİNCİ KEZ SOYADI DEĞİŞTİRME DAVASI
8. SOYADI DEĞİŞTİRME DAVASI YARGITAY KARARLARI
Soyadı değiştirme davası, mevcut soyadlarından haklı nedenlerden dolayı memnun olmayanların soyadlarını değiştirmek için başvurabileceği bir dava türüdür. Türk Medeni Kanun’un 27. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca da soyadının değiştirilebilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilmektedir.
Soyadı değiştirilmesi davası için en önemli şartlardan biri bu talebin mutlaka “haklı bir nedene” dayanması ve bu haklı nedenin mahkemede ispat edilmesi gerekliliğidir.
Haklı neden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 27 düzenlemesinde şu şekilde yer almıştır:
“Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir.”
Bu bakımdan soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenilebilecektir. Kanunda haklı nedenler özel olarak belirtilmemiş olup haklı nedenler uygulamada yargı içtihatları ile geliştirilmiştir. Bu sebeple hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkeme tarafından belirlenecektir.
Soyadı değiştirme davalarında haklı nedenlere örnek olarak;
- Soy ismin kişinin itibarını zedeleyecek şekilde gülünç veya alay konusu olması,
- Kişinin milli değerlerine veya örf adetlerine aykırı olması,
- Soy ismin kişinin mesleki kimliğine zarar vermesi,
- Yanlış anlamalara sebebiyet vermesi,
- Din değiştirme,
- Kişinin babasıyla kişisel ilişki kurmaması ve manevi bağ hissetmemesi nedeniyle soy ismini taşımak istememesi,
- Velayeti anneye verilen çocuğun annenin soyadını kullanmak istemesi,
- Somut olaya göre haklı kabul edilebilecek diğer nedenler.
Olarak belirtilebilecek olup mahkemede bu nedenleri basit bir şekilde ileri sürmek yeterli olmayacak olup bunun yanında haklı nedenin varlığı, tanık, yazılı belge gibi çeşitli ispat araçları ile desteklenmelidir.
Soyadı değiştirme davası, 6100 sayılı HMK madde 382’ de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlenmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 36’ da, ad ve soyad değişikliklerine ilişkin davaların asliye hukuk mahkemesinde görüleceği belirlenmiştir. Bu bakımdan görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu ifade etmek gerekecektir.
Ayrıca kişinin boşandığı eşinin soyadını kullanma konusunda talepte bulunması durumunu da ayrıca belirtmek gerekecektir. Zira boşanma davasından sonra açılan ve boşanılan kocanın soyadını kullanmaya izin talep edilen davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemesidir.
5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle soyadı değişikliği davalarında yetkili mahkeme, talep sahibinin yerleşim yerinde yani ikametgahında bulunan asliye hukuk mahkemesidir. Bu yetki kamu düzeninden olup hâkim tarafından resen dikkate alınmalıdır.
Soyadı değiştirme davasında davacı, Mahkemeden soyadının değiştirilmesini talep eden kişidir.
Soyadının değiştirilmesi hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan davacı sıfatı da soyadı değiştirilecek kişiye aittir. Dava ehliyeti olmayan kişiler bakımından ise anne ve babanın velayeten dava açması mümkündür.
Davalı ise, soyadının değiştirilmesi talebinde bulunan kişinin kayıtlı olduğu nüfus idaresi olacaktır.
Çekişmesiz yargı kararları da diğer yargı kararları gibi yazılır. Çekişmesiz yargılamada, kararlara karşı sadece yargılamada yer alan değil, aynı zamanda yargılamada yer almasa dahi hukuki yararı olan ilgililer de kanun yoluna başvurabilir. Kanun yoluna başvuruda süre, kararı öğrenmeden itibaren iki haftadır. Çekişmesiz yargı kararlarına karşı sadece istinaf yoluna başvurulabilir ve kural olarak temyiz yolu kapalıdır.
Yani sonuç olarak soyadı değişikliği davasının reddi halinde tarafça arzu edilmesi halinde kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir.
Boşanma davasının ardından çocuk babasının soyadını kullanmaya devam eder. 18 yaşından küçük çocukların kendisinin veya velisinin, reşit olan çocukların ise kendilerinin dava açmasıyla değişiklik yapması mümkündür. Çocuk soyadı değişikliği talebi kabul gördüğü takdirde isteğine göre annesinin evlenmeden önceki soyadını ya da başka bir soyadını alabilir.
Yargıtay’ın 2017 yılı öncesi kararlarında, boşanmış, annenin, velayeti kendisinde olan çocuğuna kendi soyadını vermesi kabul edilmemekteydi.
Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararı ile erkeğe velâyet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velâyet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğine işaret edilmiş ve bu tarihten sonra boşanmış annenin, velayeti kendisinde olan çocuğuna kendi soyadını vermesi imkanının önü açılmıştır.
Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı sonrasında Yargıtay da haklı sebep bulunması ve çocuğun yüksek yararının gerektirmesi halinde, velâyet hakkı kendisine bırakılmış olan annenin, çocuğun soyadının değiştirilmesini talep edebileceği kabul edilmektedir. ( Örneğin; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2022/4794 Esas, 2022/5670 Karar ve 13.6.2022 Tarihli kararı )
Yani, çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendisinin evlenmeden önceki soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin evlenmeden önceki soyadı çocuğa verilebilir.
5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1-b maddesi gereğince , " aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği" düzenlenmişti. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin 30.03.2012 tarihli 2011/34 Esas, 2012/48 Karar sayılı kararı ile ilgili hüküm iptal edilmiş ve bu hükmün yerine "Haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir." şeklinde yeni bir düzenleme getirilmiştir.
Bu sebeple bir kimsenin daha önce soyadı değişikliği davası açmış olması, şartları oluşması halinde ikinci kez soyadı değiştirme davasına engel teşkil etmemektedir.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2020/2674 K. 2020/3825 T. 16.9.2020
“…Dava; ortak çocuğun soyadının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda, velayet hakkına sahip davacı anne, davalı babanın çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, çocuğun yaşamını annesi ile geçirdiğini, her türlü işini kendisinin yerine getirdiğini ve resmi işlemler ile çocuğun okul hayatında bu durumun dezavantajını yaşayacağını ileri sürmüş, davacı tanıkları da davalı babanın çocuğuna ilgisiz olduğunu, çocuğu görmeye gelmediğini, çocuğun babayı görse tanımayacağına, okulda annesi ile soyadının farklı olması nedeniyle zorlandığını, öğretmenine evraklara soyadını annesinin soyadı olarak yazmasını istediğini anlatmışlardır. Çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde, üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği gibi, aksine çocuğun soyadının annenin soyadıyla değiştirilmesinde çocuğun üstün yararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerekir…”
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 2022/3480 Esas, 2022/6028 Karar sayılı, 27.05.2002 tarihli kararı:
“… Mahkemece dava; davacıların murisi Y’un 1959 yılında soyadı değişikliği davası açıp şimdiki soyadın alındığı, Nüfus Kanununa göre ikinci kez değişikliğin mümkün olmayacağı nedeniyle usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesi ile reddedilmiş ise de; önceki dava davacıların murisi tarafından açılmış olup isim ve soyadı değişikliğine ilişkin davaların doğum tarihinin düzeltilmesi ile ilgili davalarda olduğu gibi ikinci kez açılamayacağına dair bir yasa hükmü de bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, yasal bir sakınca da olmadığı halde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçelerle reddi doğru görülmemiştir.”
FATİH DURAK & PARTNERS HUKUK BÜROSU MÜVEKKİLLERİNE GENİŞ VE KAPSAMLI HUKUKİ ÇÖZÜMLER SUNAN LİDER BİR HUKUK BÜROSU OLUP; UZMAN EKİBİMİZ, YÜKSEK KALİTEDE HUKUKİ HİZMETLER SAĞLAMAK İÇİN BİLGİ BİRİKİMİ, DENEYİM VE TUTKUYLA DONATILMIŞTIR.
SOYADI DEĞİŞTİRME DAVASI İLE İLGİLİ DAHA AYRINTILI BİLGİ ALMAK VE DAVA AÇMAK İÇİN WEB SİTEMİZİN İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEN İRTİBATA GEÇEBİLİRSİNİZ.