Fikri ve sınai haklar hukuku nedir? Sorusunun yanıtı oldukça basittir. Kısacası eser sahibini maddi ve manevi açıdan koruyan hukuk dalıdır diyebiliriz. Hak sahibinin eserinin izinsiz olarak dağıtılması, çoğaltılması ve kullanılması kanunca suç olarak kabul edilir. Bu durumda da eser sahibi ürünlerini fikri ve sınai haklar hukuku ile koruma altına almış olur. Fikri mülkiyet hakkı ile bir kişinin eseri üzerindeki fikir ve buluşlar koruma altına alınır diyebiliriz. Yani şahsın kendi yaratıcılığıyla ortaya çıkarmış olduğu müzik, edebiyat ya da bilim gibi sanat eserlerinin oluşmasında bir aşama gözlemlenir. Bu aşamadan sonrada eserin koruma hakkı başlamış olur. Ayrıca “Fikri Mülkiyet Hukuku Nedir?” başlıklı makalemizi de inceleyebilirsiniz.
Fikri ve sınai haklar hukuku kuralları çerçevesinde eser sahibinin hakkı korunmaktadır ve hak sahibinin eserinin izinsiz kullanılması durumunda da cezai işlem başlatılabilir. Bir eserin oluşumuyla birlikte telif hakkı da doğmaktadır. Dolayısıyla da kişinin eserini kamuya sunmasıyla birlikte koruma kendiliğinden başlar. Ancak sınai hakların koruma altına alınabilmesi için buluş ya da tasarımın tescil ettirilmesine ihtiyaç duyulur. Çünkü kişinin ürününün diğer ürünlerden ayrılması ancak tescili ile gerçekleşir. Yani yenilik, tasarım ya da ürünün tescil ettirilmesi diğer ürünlerden ayırt edilmesini ve yalnızca kişiye ait olduğunu kanıtlamaktadır. Web sitemizin iletişim bölümü üzerinden fikri ve sınai haklar hukuku ile ilgili tüm konularda detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.
Fikri ve sınai mülkiyet kavramı hukukumuzda farklı düzenlemelere tabi tutulmuştur. Fikri mülkiyet kanunu fikir ve sanat eserlerini korurken, sınai mülkiyet hakkını doğuran kanunlar birden fazladır diyebiliriz. Markalar tasarımlar ve patentler bu duruma örnek verilebilir. İster sınai hak olsun ister de fikri hak olsun ikisinin de belirli bir süreye tabi tutulduğunu söyleyebiliriz. Süreler sona erdiği taktirde eser topluma ait kabul edilerek anonimleşmektedir.
Fikri ve sınai mülkiyet hakları birbirinden farklı tutulsa da bazı durumlarda ortak yönleri bulunmaktadır. Örneğin, her iki hak içinde satılma, devir işlemi, lisanslı kiralama ve haciz uygulamaları gerçekleşir. Ancak bu durum manevi haklar da farklılık gösterir. Yani eserin sahibinin ismi eser üzerinden kaldırılamaz ve değiştirilemez. İki hak içinde ceza yaptırımı uygulanır. Hapis ya da para cezası olarak bu yaptırımlar karşımıza çıkar. İki hakta da yargılama ve müdahale mevcut olup, gerekli mahkemeler aracılığıyla uygun görüldüğünde işlem yapılması esası benimsenmiştir. Web sitemizde yer alan telefon numarası ve whatsapp hattı üzerinden fikri ve sınai haklar hukuku alanında uzman avukatlarımıza ulaşarak detaylı bilgi ve danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Fikri ve sınai mülkiyet haklarında ortak yön bulunsa da birçok farklı yön de bulunmaktadır. İlk olarak fikri mülkiyet hakkında tecil aranmaz iken sınai mülkiyet hakkında tescil şartı bulunur. Fikri hakta eserin kime ait olduğunun kanıtlanması yeterli görülürken, sınai hakta tescil edilmiş esere geniş haklar sunulmaktadır. Yani tescil olmayan ürünün hakkı neredeyse korunmayacak kadar azdır. Fikri mülkiyet hakkında eserin sahibinin özelliğini taşıması şartı aranır. Eser üzerinde estetik özellik ve sanatsal güzellik aranır. Ancak sınai hakta sadece sanayide kullanılabilir özellikte olması yeterli görülür. Bu sayede iki hak türü koruma altına alınır.
Fikri mülkiyet hakkında eserin manevi yönü büyük önem taşır. Hiçbir husus ve anlaşma bu durumu değiştiremez. Oysa ki sınai haklarda istisnai durumlar hariç eser sahibinin adını kullanma zorunluluğu aranmamaktadır. Fikri ve sınai mülkiyet hak farkları bu kadar ile sınırlı değildir. Daha fazla bilgi ve hak talebi oluşturmak için hukuk büromuzu arayabilir detaylara ulaşabilirsiniz.